ABD’de yumuşama sinyali veren istihdam verilerinin ardından dün ülkede enflasyonunun tahminlerden daha fazla yavaşlamasıyla ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artışlarında sona gelmiş olabileceği yönündeki beklentiler güç kazandı.
Söz konusu veri sonrasında tahvil faizlerindeki gerileme ve fonlama maliyetlerindeki azalışla küresel piyasalarda risk iştahı arttı.
Dün ABD 10 yıllık tahvil faizi 19 baz puan gerileyerek günü yüzde 4,44’ten tamamlarken, dolar endeksi de yüzde 1,5 azalışla 104,05 seviyesine inerek yaklaşık son bir yılın en güçlü düşüşünü gösterdi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda gelecek dönemde faiz artışı ihtimali neredeyse ortadan kalkarken, Fed’in haziranda faiz indirimlerine başlayabileceğine yönelik öngörüler güçlendi.
FONLAMA MALİYETLERİNİ DÜŞÜRÜYOR
Söz konusu gelişmelerle dünya genelinde kredi risk primlerinin gerilediği görüldü.
Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) dün, önceki kapanışa göre yaklaşık 14 baz puan azalarak 364,64 baz puanla Mart 2021’den bu yana en düşük seviyesini test etti.
Analistler, Türkiye’nin kredi risk primindeki gerilemede yeni ekonomi yönetiminin fiyat istikrarını sağlamaya yönelik adımlarının etkili olduğuna dikkati çekerek, enflasyonla mücadele konusunda atılan adımların gelecek döneme ilişkin belirsizlikleri yavaş yavaş da olsa azalttığını ifade etti.
Bununla birlikte sadeleşme adımlarının da Türk varlıklarındaki fiyatlamalar üzerinde etkili olduğunu aktaran analistler, Orta Doğu’da devam eden jeopolitik risklere karşın dünya genelinde enflasyonun gerilemesi ve önemli merkez bankalarının şahin politikaları terk edeceği beklentisinin risk primlerini aşağı yönlü baskıladığını kaydetti.
Analistler, kredi risk primindeki gerilemenin fonlama maliyetlerini düşürdüğünü belirterek, bu durumun ülke ve şirket borçlanmalarında daha az faiz ödenmesi anlamına geldiğini bildirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hazirandan bu yana politika faizini toplamda 2 bin 650 baz puan artırırken, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan kasım başında yaptığı Enflasyon Raporu sunumunda, dezenflasyonist sürecin gelecek yılın ikinci yarısından itibaren etkili olmaya başlayacağını tahmin ettiklerini dile getirmişti.