Ayşe Sayın
Ankara, BBC Türkçe
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, siyasette normalleşme ve yumuşamanın tartışıldığı süreçte, Kobani davasından çıkan ağır cezaların, “Kürtler hariç normalleşme” anlamına geldiğini söyledi.
Tuncer Bakırhan, “Devlet aslında CHP ile normalleşme arayışını kastediyor gibi bir durum var. Kürtlerin bir siyasi davayla cezalandırılmaları aslında (devletin) bizi dışında bıraktığını, öyle bir niyetleri olmadığını net bir şekilde ortaya koydu” dedi.
Bakırhan, önümüzdeki dönemde başta eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere cezaevindeki siyasetçilerle “güçlü diyalogla ortak mücadele yürüteceklerini” söyledi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, başta Kobani davası olmak üzere normalleşme tarışmaları, ve partisinin yeni dönem yol haritasına ilişkin BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
‘Kobani davasında müebbete denk gelen cezalar verildi’
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 31 Mart’ta yapılan yerel seçimleri kaybetmesinin ardından, DEM Parti tabanında az da olsa bir kesimde “Acaba AKP biraz daha demokratik zemine evrilir mi?” beklentisinin olduğunu belirten Bakırhan, Kobani davasında “müebbete denk gelen” cezalar verildiğini söyledi.
Bakırhan, kararların DEM Parti’de söz konusu beklentileri tümüyle ortadan kaldırdığını belirtti.
DEM Parti Eş Başkanı, Kobani davasıyla ilgili olarak ulusal ve uluslararası alanda yoğun çalışma yürüteceklerini, davayla ilgili oluşan olumsuz algıyı kırmak için mücadele edeceklerini vurguladı:
“Hem davaya yaklaşımımız, hem de taleplerimiz birçok dile çevrilecek. Ülke içerisinde de aslında bir biçimde başladık. Buluşmalar, mitingler, en geniş seviyede meseleyi doğru anlatmak… Çünkü en baştan ‘Katiller, yağmacılar’ dediler, öyle bir algı oluşturdular. Tamamen beraat etmesi gereken bir karar. Zaten büyük ihtimalle temyizden döner, dönmesi gerekiyor.”
‘Cezaevindekilerle ortak mücadelenin neferleriyiz’
Kobani davası sonrası eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, T24 yazarı Murat Sabuncu’ya verdiği röportajda, kendisinin cezaevinden siyaset yapmasından rahatsız olanları, “siyaset tüccarı keneler” olarak tanımlamış, aktif siyaseti de “bu keneler” yüzünden bıraktığını söylemişti.
Kobani davası kararları açıklandıktan sonra, 42 yıl hapis cezasına çarptırılan Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret eden Bakırhan’a, eski HDP liderinin bu açıklamalarını nasıl karşıladığını, kırgınlığının olup olmadığını sorduk:
“Birçok yetersizliklerimiz olabilir. Buradaki mücadelelerimiz yeteri kadar sonuç yaratmamış veya öyle görünüyor olabilir” diyen Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama çok değerli insanlarla birlikte mücadele ediyoruz. Onun için bu söze gönderme biçiminden lütfen bu anlaşılmasın. Hem içerde hem dışarıdaki arkadaşlarımızla ortak bir akılla, ortak bir ruhla bu süreci götürebiliriz. Figen başkanımız ve Selahattin başkanımız tarafından da bunlar dile getirildi.
“Cezaevleri de dışarısı da mücadele alanıdır. Daha büyük, daha güçlü kenetlenmemiz gerektiği düşüncesi orada ortaya çıktı. Cezaevindeki arkadaşlarımızla birlikte daha güçlü bir diyalog, daha güçlü bir temasla birlikte ortak mücadelemizi yürüteceğiz. Kamuoyu da bunu görecek.
“Onların cezaevinde olması, siyaseten artık atılı oldukları anlamına gelmesin. Öyle değerlendirmiyoruz, tam tersine…Bizim aramızda bir şey çıkmaz, bir ortak mücadelenin neferleriyiz.”
‘Cumhurbaşkanı yeterince takip etmiyor’
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kobani davasıyla ilgili yaptığı ilk değerlendirmede, “Geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz” demişti.
Bakırhan ise Kobani davasında, kimsenin “öldürme” suçlamasından ceza almadığına dikkat çekti:
“Cumhurbaşkanı bence yeterince takip etmiyor veya yoğunluğundan mahkeme kararına bile bakmadı. Eski söylediklerini tekrar ediyor gibi. İşte Yasin Börü meselesi gibi. Mahkemenin böyle bir kararı, ifadesi yok.”
‘MHP oyun bozan parti durumundadır’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, siyasette normalleşme tartışmaları sürerken, Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) DEM Parti’nin kapatılmasi ve partinin milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması çağrılarını da değerlendirdi.
Bakırhan, AKP ile Cumhur İttifakı ortağı MHP arasında “gerilim” olduğu görüşünde.
Van’daki mazbata tartışmasında iki partinin aktörlerinin söylemleri arasında büyük bir makas olduğunu belirten Bakırhan, “Bir gerilim var, bence iyi de gitmiyor bu ortaklık” dedi ve ekledi:
“Nereye evrilir bilmiyorum ama demokrasiye evrilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.”
“MHP, Türkiye’de oyun bozan bir durumdadır. Zaten bütün rolü, misyonu budur.”
Bakırhan, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi, “yargıya sürekli talimat vermekle” suçladı, Kobani ve diğer siyasi davalardaki kararlarda bu tutumun etkili olduğunu savundu.
‘Bizi daha çok Batı’da göreceksiniz’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yerel seçim sonuçları ve partisinin yeni dönemde izleyeceği yol haritasına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Önümüzdeki dönemde yoksullukla mücadeleye ve adalet arayışına odaklanacaklarını vurgulayan Bakırhan, “Gerçekten Türkiye’nin en önemli meseleleri, yoksulluk ve adalettir” dedi.
Partisinin yeni dönemdeki hedeflerini “örgütlenme ve genişleme” olarak açıklayan Bakırhan, “Genişlemenin iki anlamı var; demokratik ittfaklar ve partiyi geniş çevrelere açma. O nedenle, bizi daha çok Batı’da göreceksiniz önümüzdeki günlerde” diye konuştu.
‘AKP, 3-4 DEM Partili belediyeyi almak için Türkiye’yi kaybetti’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, yerel seçimlerde AKP’nin kaybında Kürt seçmenin rolünü de değerlendirdi.
Bakırhan, Kürt seçmenin bölgede “kaçak oy kullanımına” tepkisini, büyükşehirlerde AKP’ye kaybettirerek ortaya koyduğunu söyledi:
“(İstanbul’da) Esenyurt’un neredeyse en büyük nüfusunu Karslılar, Iğdırlılar, Ardahanlılar oluşturuyor. Kars’ta ‘İradenizi gaspetmeye çalışıyorlar, kaçak seçmen getiriyorlar’ dedik. İstanbul’da yaşayan bir Karslı, Ardahanlı; kaçak seçmen getiren bir iktidarın başka yerde kazanmasını ister mi? Aslında oradaki söylemimize uygun bir pratik sergilemiş halkımız. Stratejik davranmış. AKP kaçak seçmen götürmeseydi, dengeler başka olurdu. Dolayısıyla AKP önce kendisini sorgulamalı. 3-4 tane Kürt kentini, DEM Partili belediyeyi almak için Türkiye’yi kaybettiler. “