Geçen yıl Aralık ayında aşı tedarikinde büyük sıkıntıların yaşandığı, aşı yokluğu nedeniyle belirli yaş grupları ve riskli gruptakilerin bile aşılanmadığı yönünde açıklama yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Şanlıurfa İl Temsilcisi ve Şanlıurfa Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazgan’a açılan davanın ön duruşması yapıldı.
İfadesi alınan, sunacağı ek belge ve bilgisinin olup olmadığı sorulan Yazgan’ı meslektaşları ve sendikacılar yalnız bırakmadı.
Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir açıklama yapan Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Dr. Derya Mengücük “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan 3 yıla kadar hapsi istenen Dr. Eryazgan’ın gerçekleri ifade ettiğini belirterek, “Aşıların yetersiz ve yok olduğu dönemde aşı yok diyen doktor cezalandırılmak istendi” dedi.
“AŞI YETERSİZDİ VE DEVAMLILIĞI SAĞLANAMADI”
Yazgan’ın iyi hekimlik yaptığı için yargılandığını söyleyen Dr. Derya Mengücük; “Biz aşı sorunu yaşadık. Aşı yetersizdi. Devamlılığı sağlanmadı. Kısıtlı aşı stoğu nedeniyle beklememiz, ertelememiz istendi. Bebek ve çocuk aşıları ertelenmek zorunda kalındı. Dr. Hacı Yusuf Eryazgan hekimlik ilkeleri ve toplum sağlığını önceleyen mesleği nedeniyle bu aşı yetersizliğini ve yokluğunu dile getirdi ve ‘aşı yok’ dedi. Bir hekimin her ne ve kim olursa olsun iyi hekimliğe bağlılığı ve doğruyu, gerçeği söylemesi hekimlik mesleğinin gereğidir. Cezalandırılamaz, yargılanamaz. Sağlık Bakanlığı, idari ve siyasi otorite yok olana yok denmesinden rahatsız oldu. Sağlık hizmetinin eksiksiz ve aksamadan sürdürülmesinden sorumlu olanlar ‘yok’ denmesine tahammül edemedi” dedi.
“O ZAMAN VAR OLANI SÖYLEYELİM”
Dr. Derya Mengücük yaptığı açıklamada aşının yok ve yetersiz olmasının dile getirilmesinden rahatsızlık duymakla suçladığı Sağlık Bakanlığı’na, “Eğer yok denilmesinden bu kadar rahatsız oldular ise biz de o zaman var olanları söyleyelim” diyerek şunları söyledi:
-Hala sağlıkta şiddet var. Hekimler, sağlık çalışanları darp ediliyor, öldürülüyor. Sağlıkta hakaret, tehdit var. Can güvenliği riski ve endişesi var.
-Ülkemizde sağlıkta şiddet terörü var. Buna karşı umursamazlık, kayıtsızlık var. Sağlık çalışanlarında aşırı iş yükü, fazla mesai nedeniyle yorgunluk, tükenmişlik var. Sağlıkta intiharlar var.
-Baskı var, angarya var, mobbing var, haksızlık, hukuksuzluk var. Usulsüz soruşturma ve keyfi cezalandırmalar var. Kazanılmış yüzlerce dava olmasına rağmen kanunlara aykırı davranmakta ısrar var.
-Liyakatsizlik, keyfiyet, kanun tanımazlık var. Emek sömürüsü var. Ücretlerde adaletsizlik, yetersizlik, yoksulluk var.
-Yurtdışına hekim göçü var. Sağlık sisteminde çöküş var. Sağlık hakkının ihlali var. Halkın nitelikli ve bilimsel sağlık hizmetine ulaşmasında engeller var. Sağlıkta ticaret var. Tüm bu sorunları çözmekten sorumlu, ama çözemeyen Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı var Sağlık çalışanlarının sorunlarına duyarsızlık var.