Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Polatlı Seçim Koordinasyon Merkezi’nin açılışına katıldı. Yavaş, emeklilere aylık 5 bin TL vadeden AKP’nin Ankara adayı Turgut Altınok’a ” ‘Ben Başkent Kart çıkaracağım’ demiş. ‘Para yükleyeceğim, istediğiniz yerden alacaksınız’ demiş. İnsaf üç yıldır uyguluyorum, hiç mi duymadınız? Ayrıca madem siz 5 bin lira vereceksiniz, şu anda belediye başkanısınız şimdi niye vermiyorsunuz?” diye sordu.
“ÇEKİNECEK, KORKACAK BİR ŞEYİMİZ YOK”
Mansur Yavaş, açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Niyetimiz önceki dönemleri kötülemek değil. 2019 yılından önce bu meydanlara geldiğimizde sadece vaatlerimizle karşınıza çıktık. Şimdi ise 5 yıla yakın sürede yaptığımız icraatlarla karşınıza çıkıyoruz. Beş yıl önce aday olduğumuzda ‘Bunlar belediyeyi yönetemezler. Maaşları dahi ödeyemezler. Sosyal yardımları kesecekler’ diyerek kendi rant düzeninin devam etmesini istedikleri için korku siyaseti ürettiler. İnsanlarımız da bilemedi. Ankara’da gerçekten belediye başkanı değişirse neler değişecek… Görmedi ki 25 yıldır başka yönetim. Bizler Beypazarı’nda yaptığımız çalışmalarla Ankara halkının huzuruna çıktık ve şimdi çok farklı bir belediyecilik olduğunu, gerçek belediyeciliğinin ne olduğunu gösterdik. Yıllardır Ankara halkının tertemiz parasını ‘proje yapıyoruz’ diye pahalı projelere, Çin malı oyuncaklara, plastiklerine yatırıp proje yaptık diye iddia ettiler. Bizim önceliğimiz beton ve plastik olamaz. Ankara halkının öncelikli ihtiyaçlarını yapacağız dedik. Bütün ihalelerimizi canlı yayınlamaya başladık.
Bin 800 tane sivil toplum kuruluşu yan yana geldi, kent konseyini kurdu. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarıyla Ankara’yı ortak akılla idare etmeye başladık. Bu ihaleleri yaparken aynı zamanda yaptığımız bütün icraatlerin maliyetini gerekirse duvarlara görünür şekilde astık. Kuruşu kuruşuna web sayfamıza yazdık. Sayıştay raporlarına kadar her şeyi yayınlıyoruz. Allah şükür çekinecek, korkacak bir şeyimiz yok. Sizlerin parasını kendi paramızı harcar gibi harcadık. Kendi paramızı harcamadığımız hiçbir projeye imza atmadık. Beş yılın sonunda Ankara’da çalmadan da çalışılabileceğini tüm dünyaya gösterdik. ‘Çalıyor ama çalışıyor’ felsefesini Ankara’nın her yerinde toprağın altına gömdük.
“GÖZLERİ BETON VE PLASTİK ARIYOR”
Ankara’da baktık ki 232 köyde kanalizasyon yok. Birçok köyde su yok. Daha önceki belediye başkanları seçilir, bir daha hiçbir ilçeye bir daha gitmezdi. Ama ben burada kaç tane su arızası olduysa, aynı gece çıktım geldim. Bir ev susuz kaldıysa, kendi evimde de su yokmuş gibi hissettim. Tankerlerin hepsini bu tarafa yönlendirmek suretiyle en azından hasarı azaltmaya çalıştım.‘Mansur Yavaş ne yaptı?’ diye gözleri beton ve plastik arıyor.
İlk mecliste Polatlı’nın suyunu gündeme getirip kredi istedik. O toplantıda başkanımız yoktu. Ondan sonra bu konu gündeme gelince ret kararı verdiler, veto ettim. Mürsel Başkanımız el koydu. Polatlı’ya gelecek suya kim ne derse desin biz hayır diyemeyiz dediler. Olumlu oy kullandılar. Ancak yedi ay sonra aynı zamanda mahkemeden kararla ben yetkiyi alabildim. Çünkü istiyorlardı ki Mansur Yavaş sözünü tutmasın. Varsın Polatlı susuz kalsın. Bu gözle bakıyorlardı…
Şimdi Tatlar Arıtma Tesisi projesi var. Sayın Cumhurbaşkanının onayladığı projeye dahi ret veriyorlar. Ne insan sağlığını düşünüyorlar ne de insan hayatını ne de ihtiyaçlarını. Rakibimiz buraya gelmiş, ‘2024 yılında buranın suyunu akıtacağız’ demiş. O bu sözleri söylediği anda biz boruya suyu vermeye başlamıştık. Kendisi belediye meclisine gelmediği için Ankara’da yaptığımız işleri de takip etmemiş. Maalesef hiçbir şeyden haberi yok. ‘26 köyde su yok’ demiş, sordum bir tek köyde su yok. Onu da vereceğiz İnşallah. Borular özel olarak imal edildi, pandemide çalışılamadı. Söz verdiğimiz için suyu verdik.
“BİZ ANKARA’DAN ALDIĞIMIZI, ANKARA’YA HARCIYORUZ”
Bundan daha önemli proje olur mu? Gelmeyi versin Çin’den oyuncaklar, lazım olmayan betonlar dikilmesin. İnsana yaramayan Polatlı yolundaki kapılar ne işe yarar? Bunlar mı proje? İçinde insan olmayan hiçbir projeyi kabul etmiyoruz. Bizden öncekilerin yapmadığı kırsal kalkınma desteklerine başladık. Ankara’nın tümünde bu destekleri verip, Ankara halkının en iyi bildiği işi yapıp tarıma yönelmesini sağladık. Tohum, fide, mazot verdik. Gün geldi onları geri satın alma garantisiyle verdik. Ankara’da beş yılda 880 milyon lira civarında kırsal kalkınma desteği verdik. Çiftçilerimiz karşılığında 6,5 milyar lira civarında gelir elde ettiler. Helal olsun hemşerilerimize. Biz Ankara’dan aldığımızı, Ankara’ya harcıyoruz. Boş ve çöp projelere asla para harcamıyoruz.
‘İşçileri çıkartacak’ dediler. Hiçbir işçiyi çıkartmadık. Alın teriyle çalışan herkes bizim mesai arkadaşımızdır dedik. Kendi belediyelerinde kendi partililerini işten attılar. İşçi haklarını çok biliyorlarmış. Verdiğimiz zammı az buluyorlar. Kendi belediyelerinde sendika dahi yok. Dolayısıyla artık bugün bu zihniyetin sonu gelmiştir. Devletin parasını boşa harcama işi ortadan kalkmıştır.
Basın mensupları sordu, rakibim demiş ki ‘Biz açık çek aldık, hükümet bize gerektiği gibi yardım yapacak’… Bu nasıl iş? Kanunda herkesin ödeneği bellidir. Ama belli ki bizlere İller Bankası’ndan bir kuruş kredi verilmez. Devlet bankalarından kredi istersiniz, bir kuruş kredi vermezler, dönmezler bile. Bunlara ayrıcalık tanıyacakmış, bunun da adı adalet olacak. Batsın böyle adalet. Ben de dedim ki Ankara Büyükşehir’in kaynakları kendine yeter. Gölge etmesinler başka ihsan istemem. Engel olmasınlar yeter dedim.
“AÇLIKTAN BİRİSİ ÖLÜYORSA, BİRİNCİ DERECE MESULDÜR”
Bugün internette gördüm… Bir hanımefendiye ‘Ankara’da kime oy vereceksiniz?’ diye soruyorlar. ‘Tabii ki Mansur Yavaş’a oy vereceğim’ diyor. ‘Peki niye’ diyorlar… Diyor ki ‘Her şeyimize yetişiyor, arabam kaza yaptı, sigortadan önce geldi bu belediye’ diyor. Özellikle pandemi döneminde, ekonomik sıkıntının yoğunlaştığı dönemde ve hatta enflasyonun ağır şartları altında vatandaşlarımızın yanında olacağız. Boynumuzun borcu. Bir yönetici eğer kendi yönettiği yerde açlıktan birisi ölürse, birinci derece mesuldür. Soğuktan birisi donarsa birinci derecede mesuldur. Bu nedenle ben sık sık, özellikle kış günlerinde muhtarlarımıza mesaj çekmek suretiyle ortak sorumluluğa davet ediyorum.
“O AÇIK ÇEKİ İLLA 31 MART’TAN SONRA MI KULLANACAKSINIZ?”
İstanbul’daki aday demiş ki ‘Ben iki bin lira vereceğim’ Ankara’daki aday ‘beş bin lira vereceğim’ Yani şunu kabul ediyorlar, kendi mensubu oldukları iktidar, emekliyi darda bırakmış. Onu gidip iktidara söyleyecekler. ‘Ankara’daki, İstanbul’daki emekliler geçinemiyor, bunlara daha fazla zam yapın’ demeleri gerekmez mi? Açık çek varmış, şu anda İstanbul’daki aday yönetimde değil ama Ankara’daki aday hala belediye başkanı. Onun ilçesinde ben 50 bin aileye destek oluyorum. Hiç kimseyi hiçbir şekilde ayırmıyoruz.
Ben o ilçede 50 bin kişiye destek olurken, bu arkadaşımız 2 bin 200 aileye destek oluyor. Bütçesinin yüzde 4’ünü ayırmış. Yüzde 4’ün de 1,5’unu dağıtıyor, yüzde 3,5’unu da çılgın projelerine harcamış. Bir ilçeye gitmiş, ‘Ben Başkent Kart çıkaracağım’ demiş. ‘Para yükleyeceğim, istediğiniz yerden alacaksınız’ demiş. İnsaf üç yıldır uyguluyorum, hiç mi duymadınız? Ayrıca madem siz 5 bin lira vereceksiniz, şu anda belediye başkanısınız şimdi niye vermiyorsunuz? Açık çek almıştınız bakanlardan. O açık çeki illa 31 Mart’tan sonra mı kullanacaksınız? Şimdi kullanın…”
“‘ÇILGIN PROJELERLE İŞİMİZ YOK’ DEMİŞTİK”
Mansur Yavaş, Yozgat Demokrat Dernekler Federasyonu ve bağlı dernekler ile bugün Ankara Kent Konseyi’nde bir araya geldi. Burada konuşan Yavaş, şunları dile getirdi:
“Kenti ortak akılla idare edeceğiz. Kendi başımıza karar vermeyeceğiz. Çünkü harcadığımız para kendi paramız değil. Yatırımlar gerekliyse, acilse onlara öncelik vereceğiz. Çılgın projelerle işimiz yok demiştik. En acil, su, ulaşım gibi insani ihtiyaçlardan işe başladık.
Geçen seçimde çok yoğun desteklerinizi gördüm, sizlere minnettarım. Ankara Büyükşehir yıllar sonra el değiştirdi. Kenti yıllarca yönetenler hep şunu söylediler; biz gidersek bu kent batar, yönetilemez, bir sürü yalanlar söylediler. Korku siyaseti ile oyalama yolunu seçtiler ama Ankara halkı buna itibar etmedi. Sizler bize güvendiniz, iş başına geçtim. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çalmadan da dürüst yönetilebileceğini, halkın ihtiyaçları doğrultusunda yönetilebileceğini gösterdiğimiz gibi hiçbir şekilde reklam yapmadan hepimizin inancına uygun bir şekilde, insanca, görevimiz olarak gördüğümüz, destek isteyen herkesin hiçbir şeyini sorgulamadan Başkent Kart üzerinden desteklere başladık.
“KENDİ VİCDANINIZI SORGULAMANIZ LAZIM”
Bir Belediye Başkanı kentinde yaşayan insanların sağlığını düşündüğü kadar geçimini de düşünmek zorundadır. Eğer ben o ilçede 50 bin kişiye yardım yapıyorum siz de 2 bin kişiye yardım yapıyorsanız o zaman kendi vicdanınızı sorgulamanız lazım. 2019 yılında aday tanıtım töreninde ‘Benim yönettiğim kentte hiç kimse açlıktan ölmez, soğuktan donmaz’ demiştim onu yapıyoruz.”
“KENTLER HAFIZALARIYLA YAŞAR”
Kızılay İzmir Caddesi İş İnsanları Derneği’nin üyeleriyle bir araya gelen Yavaş, Kızılay İzmir-2 Cadde’deki görüşme öncesi ve sonrasında etraftaki vatandaş ve esnafın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Yavaş, toplantıda şunları kaydetti:
“Kentler hafızalarıyla yaşar. Ankara’da Ulus’tan başlayan çöküntü alanı Kızılay’a doğru gelmeye başladı ve yeni alanlar yapıldıkça insanlar o tarafları tercih edip bir yandan da AVM’lerden çıkmamaya başladılar. AVM kültürü de Ankara’da yerleşik esnaf kültürünü etkilemeye başladı. AVM’lerde kiralar çok yüksek olduğu için oraya giden vatandaşlar da maliyetlerden dolayı daha pahalıya alışveriş yapıyor.
Seçimlerden önce burada; hem açık havada hem de on binlerce mağazanın bulunduğu yerde alışveriş yapabiliriz, diye söylemiştik. Hem tarihimize, kültürümüze, Ankara’nın en gözde yerlerini yeniden canlandırmak sahip çıkmak hem de buradaki esnafların burayı terk etmemesi adına kenti güzelleştirmemiz gerekiyordu. Bununla ilgili tasarım projeleri yaptık. İzmir Caddesi ihalesi gerçekleşti ve yapımına başladık. İnşallah kısa sürede bitireceğiz.”
“KIZILAY, HEM KENTLİNİN HAVA ALDIĞI HEM DE ESNAFIN PARA KAZANDIĞI BİR ALAN OLACAK”
Konuşmasında Ulus’ta yürütülen projeler hakkında da bilgi veren Yavaş, tarihi kent merkezinin yürüyüş yollarıyla Kızılay’a bağlanması gerektiğini belirtti. Kızılay’ın hafta sonları belirli saatlerde trafiğe kapatılması projesini de hatırlatan Yavaş, şöyle konuştu:
“Sadece toplu ulaşım taksi ve otobüslerin sakin bir şekilde geçebileceği ama binlerce insanın buralarda yaya olarak, ailece, çocuklarıyla el ele tutuşarak hem gezmeleri hem de alışveriş yapmaları fikrimi söylemiştim. İnşallah kamu kuruluşlarıyla görüşerek ve sizlerin de arzusu, talebi doğrultusunda burayı yayalaştırılmış, tamamen insanların gezdiği eski haline getireceğiz.
Çünkü yaşım itibarıyla Kızılay’da insanların akşamları rahat rahat gezdiği ortamları gördüm. İnşallah o ortamları tekrar yaşayacağız. İnşallah buralar çok daha renkli bir hale gelecek. Hem kentlinin nefes aldığı ve rahat ettiği hem de esnafımızın daha fazla para kazandığı bir alan olacak.”
Cadde ve sokaklarda gerçekleştirilmesi planlanan Kentsel Tasarım Projeleri’nden de bahseden Yavaş, “Ankara’da böyle prestij caddelerin çoğalmasını sağlayacağız. İnsanların gezerken huzur bulduğu, keyif aldığı bir Ankara’yı hep birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
İzmir Caddesi İş Adamları Derneği Başkanı Yusuf Yavuz, destekleri için Mansur Yavaş’a teşekkür ederek, “Size plaket vermeyeceğiz, oy vereceğiz” dedi.