Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında…
Yurt genelinde bugün büyük bir coşku ve heyecan hakim.
Caddeler ve sokaklar Türk bayrakları, Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğraflarıyla süslenmiş durumda.
Marşlarla süslenen kutlamalar devam ederken, tarihe de göz atmak isteyenler için bir derledik.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin jeopolitik konumu, Kafkasya-Orta Doğu bölgesinde bulunan petrol rezervlerine ve petrol boru hatlarına yakın olması, geçmiş yıllarda da gerilime neden oldu.
Bu kapsamda Atatürk’ün liderliğinde çok sayıda ayaklanmalar yaşandı.
İşte 1924 -1938 yılları arasında çıkan isyanlar…
1) Nasturi İsyanı (7-28 Eylül 1934):
Hristiyan mezhebi olan Nasturilik, 5. yüzyılda yaşanan görüş ayrılıkları sonucu ortaya çıktı. Ardından 16. yüzyılda da Türk yönetimine giren Nasturiler, Van, Hakkari ve Musul çevresinde yaşamlarını sürdürdü. Ancak 19. yüzyılda gerilimler artmaya başladı.
Öyle ki Nasturiler, Batılı devletlerden etkilenerek Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmaya başladı.
Bu kapsamda önce Rusya ardından da İngiltere ile ittifak yapınca gerilim tırmandı. Nasturi İsyanı’nın temel nedenleri arasında ekonomik sorunlar, mezhepsel ayrılıklar, etnik gerginlikler ve toplumsal sıkıntılar bulunuyor.
Cumhuriyetin ilanından sonra başlatılan ilk ayaklanma olarak bilinen isyanda, Nasturiler’in başta İngilizler olmak üzere dış güçlerin etkisiyle bağımsızlık düşüncesi ile hareket etmek istemesi isyanın başlıca nedeni.
Sürecin ardından isyana son vermek adına bölgeye kuvvetler yerleştirildi. İngiliz uçakları da karşılık vererek Iran sırının belirgin olmamasından faydalandı ve sınırı ihlal ederek orduya ateş açtı.
2) Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat-31 Mayıs 1925):
Bilinen en büyük isyanlardan biri olan Şeyh Sait İsyanı, Doğu Anadolu’da merkezi yönetime karşı gerçekleştirildi. İsyana elebaşı olan Şeyh Sait’İn adı verilmiştir.
Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine taşıyacak köklü adımlar atılırken, bu durumdan rahatsız olan kesimler ise tepki göstermeye başlamıştı.
İsyanı çıkaranlar ise Zaza ve Kürt aşiretleri oldu. En bilinen nedenlerinden biri de aynı dönemde Musul meselesinde başarılı olmak isteyen İngilizlerin, Türkiye’de gerilimi artırarak diğer ülkelere karşı istikrar bulamamış hale getirmekti.
3) Şemdinli İsyanı (25 Haziran 1925 / Haziran 1926):
Şeyh Sait İsyanı’nda adı geçen Seyit Abdülkadir’in idam edilmesinin ardından oğlu Abdullah, intikam almak için harekete geçti.
Böylelikle gizli bir örgüt kuruldu ve Hakkari’de faaliyetlere başlandı. 6. Hudut Taburu’nun 6 subayı örgüt tarafından köye misafir edildi ve burada Abdullah’ın adamları subayları şehit etti.
Yüksekova’dan Casim ve Dostkili Tahir idaresinde 150 kişilik sivil grubun, güvenlik kuvvetlerine katılımı ile bir harekât düzenlenmiş ve kısa sürede eylemciler etkisiz hâle getirilmiştir.
4) Raçkotan ve Raman İsyanları (7-12 Ağustos 1925):
Siirt’in Beşiri bölgesinde bulunan Raman Aşireti, Devlet’e karşı başkaldırmaya başlayınca, isyan kaçınılmaz oldu.
Beşiri bölgesindeki Raman, Garzan ve Raçkotan aşiretleri ile Silvan ve Kulp’un Bükran aşiretlerin çıkardığı olaylardır.
Bölgede yer alan güvenlik kuvvetleri, Koçuşağı aşiretinin silahlarını toplamış, Cemil Çeto ve Pençiran aşiretinin tarafsızlığını sağlamıştır.
12 Ağustos 1925 tarihleri arasında Raman, Alikan ve Recephan aşiretlerinin silahlarının toplanması işlemleri tamamlanmıştır. Genelkurmay Başkanlığına gönderilen raporda, harekâtın sona erdiği, Raçkotan ve bölgedeki diğer aşiretlerin de silahlarını toplama işlemlerinin tamamlanmak üzere olduğu belirtilmiştir.
5) Eruhlu Yakup Ağa ve Oğulları İsyanı ve Pervari İsyanı (1926):
Şapka İnkılabına tepki olarak çıkan isyandır…
Eruhlu Yakup Ağa ve oğullarının, Siirt bölgesinde çıkardığı isyan, kısa sürede bastırıldı. İsyanın elebaşları ise Suriye’ye kaçtı.
6) Koçuşağı İsyanı (7 Ekim-30 Kasım 1926):
Şeyh Sait İsyanı’nına etkileri uzun süre devam etti.
Bu nedenle Koçuşağı aşireti mensupları, isyana katılanlara birlik olup yasal vergileri ödemekten ve askerlik görevinden kaçmak istedi.
Böylelikle dışardan aldıkları silahlarla Devlet’e karşı baş kaldırarak terörist eylemlerde bulundular.
7 Ekim 1926’da teröristlere yönelik başlattılan operasyonda olaylar bastırılmış; masum halkın zarar görmesi de önlenmiştir.
7) Hakkari İsyanı (6 Ekim 1926-Mart 1927):
Şeyh Sait İsyanı sonrası zorunlu olarak ikamete tabi tutulmak istenen Şeyh Enver, bu karara tepki olarak isyan çıkardı.
Ekim 1926’da Hakkari merkez ilçesi Çölemerik ve Beytüşşebab ile Van’ın Nordüz bölgesinde yasa dışı eylemler başlatılmış; devlet daireleri yağmalanmış, karakollara baskınlar düzenlenmiştir.
Şubat 1927’de eylem alanının genişlemesi üzerine bölgeye takviye güvenlik kuvvetleri gönderilmiş ve kapsamlı bir harekât düzenlenmiş; eylemcilerin bir kısmı ele geçirilmiş, bir kısmı da İran ve Irak’a kaçmıştır.
8) Sason İsyanları (1925-1937):
Ermeni Taşnak terör örgütünün ve Talurili Ermenilerin, bölgede üç Kürt aşiretiyle çatışma içine girmiş, olaylar giderek büyümeye başlamıştı. Uzun süren çatışmalar ayaklanmayı da beraberinde getirmiş, Ermenilerin yenilmesiyle son bulmuştur.
9) Mutki İsyanı (26 Mayıs-25 Ağustos1927):
Söz konusu isyanın da asıl nedeni Şeyh Sait İsyanı oldu. Çıkan isyan sonrası devam eden gerilimle, Mutki bölgesinde vergi, askerlik ve silah toplamak üzere gönderilen bir tabura, bölgedeki aşiretler saldırı düzenledi. Ardından ayaklanma başlamıştır.
10) Ağrı İsyanları (1926-1930):
Doğu Anadolu’da meydana gelen birçok isyan, Hoybun Örgütü tarafından organize edildi.
11) Oramar İsyanı (6 Temmuz-10 Ekim 1930):
Irak’taki siyasi Kürt faaliyetlerin bölgeye sıçramasıyla çıktı.
Oramar İsyanı, Ağrı İsyanlarıyla bağlantılı olarak Hoybun Örgütü tarafından desteklenmiştir.Terörist grubun Mardin’e saldırmak ve Ağrı olayına destek sağlamak amacıyla gelişini, olayları tasvip etmeyen ve eylemlere katılmayı reddeden Kasım Ağa’nın güvenlik güçlerine bildirmesiyle, güvenlik güçleri ile terörist grup arasında 16 Temmuz-10 Ekim 1930 tarihleri arasında bir çatışma yaşanmıştır.
Bölgenin ileri gelenlerinin adamlarıyla birlikte güvenlik güçlerinin yanında yer almalarıyla eylemcilerin çoğu Irak, Suriye ve İran’a kaçmışlardır.
12) Tendürek İsyanı (14-27 Eylül 1929):
İranlı olan Şeyh Abdülkadir’in Türkiye’ye sığınarak Ağrı bölgesinde halkın arazilerini ele geçirmeyi hedefledi. Aşiretlerle birleşen Abdülkadir, bölgede huzursuzluk çıkarınca ayaklanma başladı.
20-27 Eylül 1929 tarihleri arasında gerçekleştirilen harekât sonucunda Şeyh Abdülkadir ve adamları İran’a kaçmışlardır.
13) Savur İsyanı (26 Mayıs-9 Haziran 1930):
Cizre ve Midyat bölgesindeki güvenlik güçlerine karşı yapılan saldırılar sonra çıkan isyandır.
Mardin Valisi’nin gözetimi altında ve 7. Kolordu Komutanlığınca 26 Mayıs 1930’da düzenlenen harekât neticesinde bastırılmış ve 503 silah toplanmıştır.
14) Asi Resul İsyanı (22 Mayıs-3 Ağustos 1929):
Siirt’teki aşiretlerin bulunduğu köylerde yapılan silah araması sırasında aşiret lideri Ali Resul’un, Jandarma Komutanlığı’na karşı gelmesiyle olaylar büyüde ve isyan çıktı. 3 Ağustos 1929 tarihinde yapılan harekatla bastırılmıştır.
15) Bicar İsyanı (12 Ekim-17 Kasım 1927):
Diyarbakır’ın Hani, Lice ve Kulp ilçelerini içine alanBicar bölgesinde çıkmıştır.
Rakımlı yüksekliklerin, sık ormanların, derin vadilerin ve keskin uçurumların yer aldığı bir alandır.
Bölgenin özelliği sebebiyle, Şeyh Sait olayı sonrasında buraya sığınan asilere karşı sürdürülen harekât yeterince etkili olamamıştır. 12 Ekim, 22 Ekim ve 24 Ekim tarihlerinde bölgeye düzenlenen harekât, 17 Kasım 1927 tarihinde sona ermiş, bölgede huzur ve güven sağlanmıştır.
16) Batuş İsyanı (20 Mayıs-Haziran 1927):
Batuş köyünde meydana gelen isyan, siyasi parti çekişmelerinden kaynaklanmıştır. Çatışmayı önlemek için köye giden güvenlik kuvvetlerine ateş açılmasıyla başlayan olaylar sonucunda, Kernoslu Halit, Seyithan, Alican ve birlikte oldukları diğer asiler yakalanmıştır.
17) Zeylan İsyanı (20 Haziran-18 Eylül 1930):
Erciş, Muradiye, Patnos, Diyadin, Muş ve Bitlis bölgesinde Zeylan, Celali, Bekıran, Hayderan, Banuki, Adaman aşiretlerinden oluşan 1500 kişilik silahlı grubun, Seyid Abdulvahap, kardeşi Seyit Resul, Ermeni Abraham Paşa, Emin Paşa ve Kör Hüseyin öncülüğünde, 20 Haziran 1930 tarihinde Zeylan bucak merkezi ve jandarma karakolunu basmasıyla başlayan olaylar, 18 Eylül 1930’a kadar devam etmiştir.
Şikkanlı aşireti ve çevre köylerden katılan 300 kişilik milis kuvvet ile Derviş Bey ve aşiretinin silahlı adamları, bu olayda güvenlik güçlerinin yanında yer almış düzenlenen hârekatla asilerin bir kısmı ele geçirilmiş bir kısmı da İran’a kaçmıştır.
18) Pülümür İsyanı (8 Ekim-14 Kasım 1930):
Pülümür aşiretlerinin çevreye yönelik birtakım saldırgan hareketlerde bulunması, Zeylan ayaklanması sırasında ele geçirilen bir bildiride, Dersim bölgesinin, Hoybun bölgesi olduğunun belirtilmesi, bölgede yeni olayların plânlandığının işaretleri olarak görülmüştür.
Bakanlar Kurulu Kararı ile bölgeye yönelik önlemlerin alınmasına karar verilmiş, ancak bölgedeki ağalarının olumsuz faaliyetlerini sürdürmeleri, teröristlerin ilçe kaymakamına yönelik saldırılarda bulunmaları üzerine bölgeye iki kez harekât düzenlenmiştir. 14 Kasım 1930 tarihinde kesin olarak sonuçlandırılan harekâtın ardından bölgede huzur sağlanmıştır.
19) Tunceli Olayı (1937-1938):
Merkezi hükümetle Tunceli aşiretleri arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucu ayaklanmalar başlamıştır. İsyanın elebaşı Seyit Rıza’dır.
Tunceli, Erzincan, Elazığ, Sivas, Malatya ve Bingöl illerini içine alan bölgede aşiretlerin isyanı sonucunda çıkan isyanda mutlak devlet hâkimiyetini sağlamak için Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Dersim Harekâtı düzenlenmiştir.
Asayişin sağlanmasının ardından Dersim olan yöre adı Tunceli olarak değiştirilmiştir.
20) Menemen Olayı (23 Aralık 1930):
İzmir’in Menemen ilçesinde yedek subay olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın yardımına koşan bekçiler, şeriat isteyen grup tarafından saldırıya uğradı. Öldürülen bekçilerin ardından ayaklanmalar başladı ve bölgede sıkıyönetim ilan edildi.